Ailevi bazı sağlık sorunlarımdan ötürü anonsunu verdiğim yazımı geç de olsa yayınlıyorum. Bu nedenden ötürü tüm okurlarımdan özür diliyorum. 
Yıllarca gazetecilik yaparım. Ömrümün yarısından fazlası gazecilikle ve Alanya'da geçti..
Dile kolay..
Tamı tamına 35 yıl..
Her fani gibi neler gördük geçirdik..
Lakin son zamanlarda yaşananlar yurdumun her insanı gibi beni de ziyadesiyle üzüyor.
Eskisi gibi çok kitap okuyamıyorum, ancak ülke ve yerel gündemi iyi takip etmeye çalışıyorum. Buna mukabil yazılar da yazıyorum..
Beni takip edenler iyi bilir..
Son dönemlerde sıkça 'Yozgatlı Memet' ten bahsettik..
Soruyorlar bana..
'Ne meselen var' diye..
Kendisiyle daha önce de dediğim gibi; herhangi bir alaverem olmadı..
Sadece gördüklerimizi, duyduklarımızı, bildiklerimizi yazıyoruz o kadar..
Hala açılışlarda elinde makas ve kurdele ile gezmeye devam ediyor..
Gördükçe gülüyorum..
RAHMETLİ Macaroğlu'na taş çıkartacak gibi görünüyor.
Bu arada 'Kumpas' davasından birilerini affettiğini, şikayetinden vazgeçtiğini belirtmiş.

Bu da bazı gazetelere yansıdı. Önümüzdeki yerel seçimlere 1,5 yıl gibi çok uzun süre var. Bu 'Affetme' konusuna da değineceğiz elbet. 
Neyse 'Bugünkü konum o değil..' derken yine kıyıdan köşeden 'Yozgatlı Memet'ten bahsetmiş olduk.
Geleyim esas meseleye..
Kendi ülkemizde 2'nci sınıf insan muamelesi görmeye başladık..
Elin oğlu Rusya' dan, Ukrayna'dan kalkıp gelip bizim vatanımızda krallar gibi yaşıyor..
Ya biz?! 
Bizlerin nasıl yaşadığını hepimiz birbirimize baktığımızda görebiliyoruz maalesef.
Turistlere bir sözüm yok. Adam ya da kadın tatile geliyor, para harcıyor.
Peki ya buradan ev alan ya da kiralayanlar aynı mı?

Anlatayım o zaman.. 
Çokca otobüsle yolculuk eden biri değilim. Geçenlerde bir halk otobüsüne bindim.
Rus olduğu her halinden belli bir kadın yanında çoçuğuyla birlikte koltuğa kurulmuş.
Okul çıkış saati olduğu için öğrenciler çoğunlukta.. 
Bu Rus dediğim kadın eliyle ağzını işaret ederek kız çocuğuna uzaklaşması gerektiğini ifade etti. Rusça konuşuyordu lakin el ve vücut hareketleriyle 'Başımda dikilme, nefesini çekemem' demek istediğini ben, otobüste bulunan yolcular ve kız çoçuğu olmak üzere hepimiz anladık.
Bunlar ülkemize güya üç kuruş bırakacak diye biz ve evlatlarımız bu çileyi çekmek zorunda mı? 
Rus kadının anlatmaya çalıştığı 'Ağız kokunu çekemem.. ' olayını şöyle bir düşünecek olursak; kim kimin ağız kokusunu çekiyor apaçık belli.
Buradan sözüm tüm etkili, yetkili ve ilgililere..

Lütfen kendi ülkemizde insan gibi yaşamak istiyoruz bunu dikkate alın..
Son cümlem; memlekette onca dert varken bir de 'Yozgatlı Memet' ile uğraşmak zorunda kalıyoruz..

Bize de size de yazık.. 
Yeni yazılarda buluşmak dileğiyle sevgiyle kalın MAP'la kalın..