Tüm bunları niye mi anlattım. Alanya'nın ve ülkemizin Müftüoğlu gibi kardeşlere, Türel gibi siyasetçilere ve Hasan Tanrıseven gibi devlet idarecilerine ihtiyacı var..

Türel, Müftüoğlu ve CHP tayfası..

1990 yılı başıydı.. Alanya temsilciliğini yaptığım Yeni İleri Gazetesi'nin o günkü Genel Koordinatörü Menderes Türel telefon açarak, "Alanya'da Emin Müftüoğlu var, git O'nu bul, tanış ve gazetemize köşe yazacak.." demişti.
Şimdiki LC Waikiki binasının bulunduğu binadaki mekana gitmiş ve Emin Müftüoğlu ağabeyim ile böylelikle tanışmıştım.
Yıllar süren dostluğumuz HÜRRİYET Gazetesi'nin Alanya temsilciliğini yaparkende evsahibi kiracı olarak devam etti.
Kendisini 33 yıl önce tanımaktan ve abi demekten onur duyduğum Emin Müftüoğlu, yıllar içinde üstlendiği önemli görevlerle Alanya'yı  dünyaya duyurmak için çabalamış ve bunda da başarılı olmuş bir isimdir..
FİFA kokartlı hakem ve MHK eski Başkanı olan kardeşi Kuddusi Müftüoğlu ile birlikte Alanya'nın hep gururu oldular.
Zaten Kuddusi Müftüoğlu'nun başarıları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dikkatini de çekmiş olmalı ki siyasette MKYK gibi en üst mertebede kendisine yer vermiş ve 'Kurmay'ları arasına almıştır..
Türel ve Müftüoğlu kardeşlerin bir dostu olmak benim için her zaman övünç kaynağı oldu..
Menderes ağabey Belediye Başkanı olduktan sonra şahsımı da Alanya Hizmet Birimi Basın şubesinde görevlendirdi.
5 yıl boyunca şanla şerefle görevimizi yerine getirmeye çalıştık..
Sonrasında Böcek seçimi kazanınca Alanya için 'Fetret', bizim için de zulüm ve eziyet dönemi başladı.
O zamanki CHP ve yönetimindeki 'CİN Ali' ler hepimizi fişlemeye, kimimizi militan, kimilerizi ajan sıfatıyla yaftalayıp akıllarınca rapor hazırlayıp Başkan Böcek'e sunmaya kadar işi azıttılar..

Bu planları medyada deşifre olunca; Türel döneminde işe girenlere çeşitli baskılar,, mobingler ve tayin furyalarıyla eziyet etmeye başladılar..
Şahsımı Elmalı'ya tayin ettiler..
Baskılar bitmeyince bende istifa edip bu yaşanan zulüme son vermek zorunda kaldım..
GÜYA bize' torpillisin' diye dişbileyenlere yeri gelmişken şunu da hatırlatmak isterim; farzedelim ki torpilliyiz. Biz Türel zamanında torpilli bile olsak işten işe koşturmaktan canımız çıkıyordu..
Sonrası Böcek geldi ne iş var ne güç..
İstifa edene kadar adeta yan gelip yattık.
Çünkü ortada ne bir yatırım
ne bir hizmet vardı!
Hal böyle olunca torpilli olduğumuz iddia edilen Menderes Türel dönemine göre Başkan Böcek'in görev yaptığı sürede daha çok rahat ettik.. (Rahatlık derken; akşama kadar masa başında oturmayı kastediyorum)
Tüm bunları niye mi anlattım.
Alanya'nın ve ülkemizin Müftüoğlu gibi kardeşlere, Türel gibi siyasetçilere ve Hasan Tanrıseven gibi devlet idarecilerine ihtiyacı var.. 

Tanrıseven demişken; özellikle Alanya'da yaptığı Kaymakamlık görevinden ötürü radarımıza girdi. İLÇEMİZDE çok güzel işlere imza attı.. 

SONRASINDA gittiği görev yerlerinde Alanya'da olduğu gibi Tire'de, Giresun'da şu an Kırklareli'nde daha doğrusu yurdun dört bir yanında vatandaş tarafından ne kadar sevildiğine şahit olduk. Adı üstünde 'Devlet Baba' vasfını sonuna kadar taşıyan bir devlet adamı.. 

Hayatımda böyle güzel insanların olması ve de benim dostum olmaları benim İÇİN ayrı bir gurur vesilesi.. 

Bunları şunun için hatırlatma gereği duydum.. 


Malum önümüzde bir yerel seçim var..
Böyle güzel ve başarılı insanları gözardı edip oyuncak dağıtan, parayla pulla herkesi satın alacağını düşünen kurnazlara PİRİM vermeyin, 'CİN Ali' gibi yöneticilere dikkat edin, yaşı 70'i geçmiş başkan yardımcılığı vaadine karşın el pençe divan gezen oda başkanlarını asla unutmayın..

Son kararı elbette okuyucular ve vatandaş verecek.. 

Bizimkisi NAÇİZANE bir hatırlatma.. 
Bugünlük söyleyeceklerim bu kadar..
Sürç-i lisan ettikse affola..
Yeni yazılarda buluşmak dileğiyle sevgiyle kalın MAP'la kalın..