OBJEKTİFLİĞİMİZDEN ASLA TAVİZ VERMEDİK..
Yıllardır gazetecilik yaparım.

Eğrisi, doğrusu neyse kamuoyuna sunmaya çalıştık.

Mesleki yaşantım boyunca bu hususta hiç taviz vermedim, bunca yıldan sonra da vereceğimi düşünmüyorum.

Misal vereyim daha iyi anlaşılsın; Önceki dönem Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ile yaklaşık 5 yıl aynı gazetede çalıştım.

Hayatımda en değer verdiğim, sevdiğim insanlar arasında yer almıştır kendisi.

Aynı gazetede çalışırken bile Hürriyet Gazetesi beni çağırınca, 'Abi ne diyorsun..' dedim.

Bana söylediği, 'Mehmet Alim senin istikbalin için iyi olacağına inanıyorum..' diyen bir insandır.

Yani anlayacağınız; kendinden ziyade ekip arkadaşlarından her kim olursa olsun O'nun geleceğini, istikbalini düşünen birisidir.

O'nu anlatmak burada ne kelimelere, ne de onlarca yazıya sığar.

Adam gibi adamdır, bunu ben değil tüm Antalya'da cümle alem bilir.

Başka bir yazımızda kendisini anlatmaya inşallah fırsat bulacağız.

Neyse; hani 'gün olur devran döner' derler ya..

Bizim ağabeyimiz bir gün geldi Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı oldu.

Biz de naçizane Alanya Hizmet Birimi'nde basın bölümüne getirildik.

Uzun lafın kısası; sonra gün oldu, yine devran döndü. Bizim ağabey dediğimiz insan seçimi kaybetti Başkan Böcek oldu. Sonrası mı?


Hepsini anlatacağım elbet. Yaşananlara benim hayret ettiğim kadar siz de hayret edeceksiniz.. 


Neyse gelelim mevzuya. Böcek Başkan olunca, Alanya'da ki CHP'liler mal bulmuş mağribi gibi kolları sıvayıp kendi adamlarını belediye kadrolarına sokabilmek için kimimizi Ak Parti militanı, kimimizi ise Çavuşoğlu ve Türel hayranlığıyla, militanlığıyla akla hayale gelmeyen suçlamalarla fişlemeye kalktılar.

Tabiki yılların gazetecisi olarak bu operasyonlarını belgeleriyle ortaya çıkardım ve oyunlarını bozdum.

Fişlenen, evine ekmek götürmeye çalışan çok sayıda insan bu olayların medyada yer alması üzerine mecburen görevlerine devam etti.

Başkan Böcek Kovid'e yakalanınca yetkiyi eline geçirenler çok sayıda arkadaşımızı Antalya ve ilçelerine sürgüne göndererek istifaya zorladı.

Bir çok çalışan artan baskılar yüzünden istifa etmek zorunda kaldı.

Şahsımla ilgili başta CİMER olmak üzere Antalya Büyükşehir Belediyesi'ne, Genel sekreterliğe yapılan çok sayıda şikayetlere rağmen hakkımızda en ufacık bir şey bulamadılar.

Cin Ali'nin teki 'gece aleminde çok geziyor..' bile dedi.

'İşyerine gelmiyor..' şeklindeki  tutanak tutma çabaları da fayda etmedi.

Her zorluğa, baskıya rağmen çalışmaya devam ettik. Ta ki bizi Basın Birimi'nden alıp Elmalı'daki Katı Atık tesislerine sürgün edinceye kadar pes etmedik. 


Sonunda bastık istifayı geçtik..
'Torpilli' suçlaması yaptıkları Menderes Türel döneminde bile bundan daha fazla çalıştık.

Niye derseniz; Türel döneminde her ne kadar torpilli yakıştırması yapsalar da harıl harıl çalışıyorduk.

Böcek gelince zaten yetkileri Alanya Belediyesi'ne devretti.

Kendisi uzun bir dönem hastanede yaşam mücadelesi verdi.

Doğal olarak belediye hizmetleri ve de çalışmaları aksadı.

Bizim görevimiz ise belediyenin faaliyet ve hizmetlerini medya yoluyla kamuoyuna yansıtmak olunca; haliyle masa başında oturmak zorunda kaldık. 


Yani anlayacağınız; Alanya Hizmet Birimi yan gelip yatma yerine dönüştü. 


Sayın Menderes Türel Başkan Böcek'e ne kadar teşekkür etse az gelir.

Çünkü Türel'in yokluğu Böcek'in başkanlığında çok daha iyi anlaşıldı.


Böcek'in CHP'den bir kez daha aday olabileceğini sanmıyorum.

Aday olsa bile başkanlık bir rüyadan, hayalden öteye geçmez diye düşünüyorum. 
Yeniden buluşmak dileğiyle sevgiyle kalın MAP'la kalın..